Çoban Adnan Muti ile kardeşi Lütfi Muti, Hopa ilçesine bağlı Kemalpaşa Beldesi’nin Karaosmaniye köyünden sürüyü Bilbilan Yaylası´na götürmek için yola çıktığını ifade ederek "Kışın hayvanlarımızı köyümüzdeki ahırlarda besledik. Baharın gelmesiyle birlikte her yıl olduğu gibi bu yıl da yaylamıza doğru yola çıktık" dedi.

Yaklaşık 7 gün önce köylerinden 300 küçükbaş hayvan ve 5 köpek ile yola çıktıklarını anlatan Çoban Adnan Muti, “Kardeşim ve 11 yaşındaki yeğenimle birlikte yola koyulduk. Hopa-Artvin Karayolu’nda sürülerimizle dikkatli bir şekilde yol kenarından ilerleyip yaylaya gidiyoruz. 7 gündür yoldayız. Borçka ilçesinin Yarıyol Mevkii’ne ulaştık. Hava sıcak olduğu için hayvanlar yoruldu. Burada güzel bir su olduğu için dinlenmeye aldık. Yolun kenarındaki dereden akan su ile hayvanlarımızı serinletiyoruz. Aynı zamanda bizlerde dinlenmiş oluyoruz. 

Sabah erken saatlerde kalkıp sürülerimizi otlata otlata yol gidiyoruz. Günde yaklaşık 15 kilometre yol ilerleyebiliyoruz. Yaklaşık 180 kilometre yol kat ederek yaylaya ulaşacağız. Yol boyunca hayvanlarımızı otlatarak yolumuza devam ediyoruz. Akşam hava kararınca uygun bir arazide hayvanlarımızı dinlendirip, geceyi burada geçiriyoruz. Sabah olunca tekrar erken saatlerde yola koyuluyoruz. Çobanlık çok zor bir meslek ama bunu yapmaya mecburuz.

Hayvan yetiştiricisi Adanan Muti konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ailemin geçimini hayvancılık yaparak sağlıyorum. Bugün hayvancılık yapmak çok zordur. Yem pahalı, ot pahalı. Bu yıl kış mevsimi dengesiz yaşandı. Ocak Şubat pastırma yazı gibi geçince Mart soğuk ve Mart karı sadece fındığımızı, çayımızı, meyvelerimizi dondurmadı. Hayvancılık yapanları da dondurdu. Gerçekten zor şartlar altında bu işi yapabiliyoruz. Bakın şu an hava güzel suyumuz var. Hayvanlar dinleniyor. Akşama yağmur yağdığında soğuk olduğunda bizim ne kadar zorluk çektiğimizin farkındasınız sanırım. Ben 08 Haber gazetesinin internet sayfasından okumuştum. Ziraat Odası Başkanı’nın bir açıklaması vardı. Yanlış hatırlamıyorsam; 1976 yılında 35 milyon nüfusumuza karşılık 70 milyon baş hayvanımız varmış. Yani bir kişiye 2 hayvan düşüyormuş. Şu an Türkiye’de hayvan mevcudu 35 milyona düşerken nüfusumuz 75 milyon olmuş. Bunun anlamı şudur; Bir kişiye artık yarımdan az hayvan düşüyor. Yani et üretimimiz 3 kat düşmüş. Yem ve ot fiyatları uçmuş. Bunlar hayatın gerçekleri. Yetkililerden, bakanlığımızdan bize destek verilmesini istiyoruz. Çok basit bir şey söyleyeyim. Normalde karayolunda hayvanların yürütülmesi yasak… Bazen bu yüzden ceza yiyoruz. Ama bu hayvanları nereden nasıl götüreceğimiz hususunda hiç kimseden alternatif bir fikir sunulmuyor veya yol gösterilmiyor. Bizde biliyoruz ki karayolları bu gibi yolculuklar için tehlikelidir. Ama ne yapalım. Başka çaremiz yok. Yaylada Eylül ayına kadar havaların durumuna göre belki ekim ayına kadar kalacağız. Sonra tekrar Sonbahar’la birlikte bu zor yolculuğu tersinden yapacağız. Yani deniz seviyesinden sıfır noktasından 2 bin 650 metreye yaptığımız yolculuk tekrar aynı noktaya olacak. Bu haberi ve fotoğrafları umarım Face’de, sosyal paylaşım sitelerinde izleriz, görürüz. Sosyal paylaşım sitelerinden birçok arkadaşlarımızı görüyor, konuşuyoruz. Bu haberi de sitelerde görmek isteriz. Size çok teşekkür ediyoruz."