Erbakan'ın Vefatının 3. Yılı

Eski başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın hatıralarından oluşan "Davam" kitabında kamuoyu tarafından çok da fazla bilinmeyen olaylara da yer verildi Kitapta, ilmi araştırmalar yapmak üzere Almanya'ya gönderildiğini anlatan merhum Erbakan, bu ülkede kaldığı sürece ağır sanayi hamlelerini ve faaliyetlerini bizzat yerinde görme imkanı bulduğunu belirterek, "Bütün bu çalışmalar, Almanya Ruhr sahasında gördüğüm fabrikalar, Türkiye'de de ağır sanayi hamlesi başlatılması fikrinin bizdeki ilk kıvılcımları oldu" ifadeleriyle 'Milli Ağır Sanayi' fikrinin doğuşunu anlatıyor Kitapta, Milli Birlik Komitesi üyeleri ve bazı üst düzey generallere yerli otomobil üretimiyle ilgili brinfing veren Erbakan'ın salondakileri etkilediği, hatta bazı generallerin duygulanarak gözlerinin dolduğu Erbakan'ın anlatımıyla yer alıyor.

Erbakan'ın Vefatının 3. Yılı
Erbakan'ın Vefatının 3. Yılı Hayrettin Yavuz

 

Eski başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın hatıralarından oluşan "Davam" kitabında çok fazla bilinmeyen bazı olaylar kamuoyuyla paylaşılıyor. Kitapta, Milli Birlik Komitesi üyeleri ve bazı üst düzey generallere yerli otomobil üretimiyle ilgili brinfing veren Erbakan'ın salondakileri etkilediği, hatta bazı generallerin duygulanarak gözlerinin dolduğu Erbakan'ın anlatımıyla yer alıyor. 

 

Eski başbakanlardan Erbakan vefatının 3'üncü yılında çeşitli programlarla anılıyor. Erbakan'ın konuşmaları, notları ve hatıralarından oluşan "Davam" adlı kitapta birçok konunun bilinmeyen detayları da ele alınıyor. 

Buna göre, Erbakan, 1960 ihtilalinden sonra Milli Birlik Komitesi üyeleri ve bazı üst düzey generallere yerli otomobil üretimine yönelik brifing verdi. Brifingte ilginç anlar da yaşandı. Yapılan bilgilendirmeden etkilenen generaller gözyaşlarını tutamadı. Yaşananlar kitapta şöyle yer aldı:

"Yaklaşık 200 general geldi, Milli Savunma Bakanlığının altındaki salonda toplandı. Biz önce Gümüş Motor Fabrikasını tanıtan bir film gösterdik. Sonra Türkiye'de neler yapılabilir sinevizyon eşliğinde tam iki saat boyunca anlattık. Bilirsiniz film ya da sinevizyon gösterilirken, ekran daha iyi görünsün diye salondaki elektrikler söndürülür. Biz de konferansın yapıldığı salonda ışıklarını kapatmıştık. Konferans  bitip elektrikler açıldığı zaman bir de baktım ki generallerin hepsi  ağlıyor. Gözleri yaş dolu… Daha sonra biz Milli Birlik Komitesi'ne, Türkiye'nin kendi otomobilini üretebileceği konusunda da bir konferans verdik. Çok hazırlıklı gittim tabii ben oraya.  O konuşmada da ABD ve İsrail örneğini verdim. Türkiye'nin kendi otomobilini yapabileceğini, insan kalitesi açısından yeterli imkana sahip olduğunu söyledim. Dedim ki 'Bugün Brezilya otomobil üretiyor.' Gerçekten de o zaman Brezilya yılda 100 binin üzerinde otomobil üretiyor. Otomotiv başta olmak üzere her alanda sanayileşmenin gerektiğini rakamlarla, örneklerle anlattım. 'Bu sanayileşme olmadığı için sanat mektebi mezunu 300 bin gencimizin 280 bini biletçilik yapıyor, simit satıyor' dedim. Tabii yine aynı şeyler oldu. İtirazlar geldi, Birisi 'Biz geri kalmış bir ülkeyiz yapamayız' dedi. Bir diğeri,  'Zaten Brezilya'nın başındaki bir deli. Bir deli idare ediyor orayı' dedi. Bende dedim ki, Beyefendi bir işi başarmak için önce o işin delisi olmak lazım."

-"Şaşırdım, ne diyecek diye bekliyorum"-

Kitaptaki ilginç ayrıntıların arasında Milli Birlik Komitesi üyeleri arasındaki yemek molasına yönelik tartışma da dikkat çekti. Erbakan'ın konuyla ilgili anıları kitapta şöyle aktarıldı:

"Milli Birlik Komitesi'nin Bakanlar Kurulu bu. Saatler geçti, öğleden sonra oldu. Hepsinin karnı acıkmış. 'Yemek arası verelim' denildi. İşte o an içlerinden birisi gürledi, 'Allah'tan korkun' diye bağırdı. Baktım gözlerinde bir damla yaş birikmiş, hem ağlıyor hem de öfkeli bir şekilde haykırıyor, 'Beyler, memleketin yetiştirdiği pırlanta gibi bir insan gelmiş bizden memleketin lehine, ekmek su kadar doğal bir şey istiyor. 'Bir mal aynı fiyata Türkiye'de yapılıyorsa, dışarıdan ithal edilmesin Türkiye'den alınsın' diyor. Buna nasıl 'Hayır' dersiniz. Bir gün peynir ekmek yiyelim, bir gün yemek tatili vermeyelim ama bu önemli sorumluluğu yerine getirelim' diye haykırdı."

Söz konusu kişinin Milli Birlik Komitesi'nin kurucu bakanlarından Ragıp Üner olduğu belirtilirken, kitapta yer alan hatıra da şunlara yer verildi:

"Daha sonra yanıma geldi. 'Genç adam' dedi. 'Sen beni tanımazsın ama ben seni çok iyi tanıyorum.'  Şaşırdım, ne diyecek diye bekliyorum. 'Siz Kayseri'de Nakip Efendi'nin evinde oturmadınız mı?' diye sordu. 'Evet, oturduk' dedim. Meğer Ragıp Üner Bey, Nakip Efendi'nin yanında yetişmiş, büyümüş bir evlatlık imiş. O yüzden bizi çocukluğumuzdan beri tanıyormuş.  Dedi ki, 'Ben sizi ve ailenizi çok iyi tanıyorum. Ne kadar zeki, dürüst ve vatansever insanlar olduğunuzu biliyorum. O konuşmaları ben inanarak söyledim. Sizin milli bağlarınızı, hassasiyetlerinizi bildiğim için o konuşmayı yaptım. ve konuşurken de gördüğün gibi hislendim, gözlerimden yaş geldi." - Ankara

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Macahel'de kış
Macahel'de kış
Uydudan yayın yapan Tv52 yerel televizyonunun binası mühürlendi
Uydudan yayın yapan Tv52 yerel televizyonunun binası mühürlendi