Toplantıya İlçe Kaymakamı Sayın İsa BOLAT, İl Genel Meclis üyeleri Osman ÖMERUSTAOĞLU, İsmet YÜCESOY, Ramazan DENİZ, KHGB Müdürü Erol DİRİK ve ilçede görev yapan bütün Köy Muhtarları katıldı. Toplantıda Gölköy ilçesi Köylere Hizmet Götürme Birliği 2014 yılı bütçesi, köy muhtarlarının talep ve istekleri, köylerin sorunları ve çözüm önerileri görüşüldü.
Bu haberi kaymakamlık sitesinde gördükten sonra aklıma takılan meseleleri buradan dile getirmek istedim. Zatı şahanelerinize yine bu sutunlardan cevap hakkınız olduğunu. hatırlatmak isterim. ,
Buradan hareketle sözün özü ise şudur :
Hükümet diye inceden ironi yapılan ( daha sonralarıda kendini gerçekten hükümet gibi gören ) KHGB müdürü Zatı muhterem Erol Dirik
Son kez toplantıya katılarak.birliğin sona ermesiyle beraber kendisine yeni yeni ünvanlar almak için havaların değişmesini beklerken.Gölköy' ede kar tüm şiddetiyle geldi. Sayın Dirik.' in Milli eğitimdeki görevininin aslında kendisini kesmeyeceğini düşünüyoruz. Asıl işi olan imam lığa dönmesini bekliyoruz.Tamda İmamlar'ın maaşı şimdiki Milli eğitimden aldığı maaşını geçmiş iken.
Yada Ordu TOKİ de almış olduğu eve taşınmasını öneririz.. Ordu haliyle Gölköy'e göre büyük şehir. Orada kendisine teselli olacak meşgaleler daha fazla.Son zamanlarda Büyük şehir açılımını merak edenlerede buradan bir hikayede çıkabilir. Gölköy ufak bir ilçe
Oysa Ordu artık büyük şehir oraya taşınır ise ister kendisini gizler ister izole eder.Fazlada kimse çakmaz yada umursamaz.
Gölköyde caka satmak tabi biraz daha kolay. Ancak Elindeki 2. makam ise yasa gereği Lavh edildi. Ancak taşınır ise Büyük şehirlerde caka satacağı makam mevki bulur besbelli.Gölköydeki kadar afilli olmasada eh yine idare eder.
Kendisine önerimiz ise Devletin resmi jandarma güçlerini asılsız, mesnetsiz ve bilgisizce hemde bayramın ikinci günü Köy tüzelkişiliğine zarar verdiğimiz zannı ile meşgu etmek ve büyük bir komutan edasıyla sağa sola talimatlar vermek. Son işi ile ilgili zannı ile " hükümet ( ! )" etmek tavrı geri tepmiş ve kendi şahsına münhasır kibirliliği beyhude çaba olarak kalmıştır.
Oysaki bizim Okulun bahçesindeki telleri kesmekteki kastımız ( onuda Rahmetli babam merhum Öğretmen Mehmet YAVUZküçük ağaç fidanlarınının büyümesi ve korunması için dikmişti. Biz ise tamamen salihane duygularla Okul bahçesini Yeri ve konumu gereği halka açma arzumuzdan kaynaklanmıştır.
( Okul yeri tam ULUGÖL mesire yoluna cephe bir yerdir ) Yıllardan beri okulun bahçesi kendi ailesinden olanlara peşkeş çekilmiş. Kendi çocuklarına bile okulun bahçesinde oyun oynamaya müsade edilmemiş. Sürücü kursunun nun öğrencileri bahçeye veleybol filesi germiş o bile cebir ile sökülüp atılmıştır.. Okulun bahçesi yıllıuk Sadece ve sadece 50 Ty ye yüzü kiraya veriliyormuş. O paranında Muhtarlıkta ne kaydı var ne kuydu.
Okulun amaçları dışında kullanılmasına yıllarca ses çıkarılmamış iken şimdiki panik hareketlerinin gerçek sebebini zatı şahanelerine sormak lazım.
Niye neden? kimin için ? kiminle ?
Asıl hedefin ne onu söyle bakalım.
Yoksa ben herşeyim. Benim nefsani duygularım ve ihtiraslarım uğruna ben ne dersem o olurmu diyecektin?
O kadar değil.Dur biraz.
Hele hele Türk Bayrağını Okulun Bahçesinde Gönder de iken niye indirttiniz. Türk bayrağı ile bir sorununuz mu var.Sonra niye bu bayrak yerine dikildiğinde ses çıkarmadın. Yoksa o yıllardan beri şahsi muhalefet edişinin endişesi içinde mi oldun.
Senin Türk bayrağına Muhalefet Kanunundan Haberin varmı.
Hele hele O Diğer 3-4 kişilik mayançıların ( ortak hareket edenlerin ).
Şimdi nerelerde ?
Daha başka gizli hurafelerin var ise onuda bilelim.
Tamda 10.Kasım. İnsan hakları evrensel beyannamesi günü iken. sanada Madde 2 yi hatırlatmak istedim.
