Artvin deyince eğitimle ilgili akla ilk gelen; okuma yazma oranının yüksek olmasıdır. Artvin'de eğitim Cumhuriyet dönemi ile birlikte sorun olmaktan çıkmış olsa da Artvin’de o günden bu yana bazı toplumsal sorunların yaşanmaya devam ediyor. Bunlardan birincisi göç, ikincisi ulaşım.
"Artvin'de Göç"
93 Harbine kadar Artvin ve Batum Bölgesi Kafkasya göçmenlerini barındıran bir bölge iken bu savaştan sonra göç veren bir bölge haline gelmiştir. Bugünkü resme baktığımızda göç konusu Artvin için en önemli sorunlardan biri olarak adlandırılabilir. Bu savaş sonrasında imzalanan anlaşma gereğince Rusya ilk 3 yıl içinde isteyenlerin kalmasına isteyenlerin de göçmesine müsaade etmiştir. Rusya 1890'lara kadar toplu göçleri serbest bırakmış, bundan sonraki toplu göçler Osmanlı Devletinin Rusya nezdinde ki girişimleri ile olmuştur. Küçük gruplar halindeki göçler, Birinci Dünya Savaşma kadar devam etmiştir. Kesin rakamları vermek mümkün olmamakla birlikte 1878 yılında Batum sancağından 40 bin göçmenin harekete geçtiği söylenebilir. 1882'de 20 bin civarında bir göç hareketi yaşanmış, on binlerce insan bu toprakları terk ederek Anadolu'nun değişik yerlerine Osmanlının merkez idaresi tarafından yerleştirilmiştir. Yöneticilerin üzerlerine düşeni yapmaması neticesinde göçler sırasında birçok göçmen mağdur olmuş, birçoğu da salgın ve hastalıklar nedeniyle vefat etmiştir.
O dönemde siyasi sebeplerden kaynaklanan göçler bugün ise ekonomik sebeplere dayalı olarak devam ediyor. Artvin vilayetinde göçler nedeniyle nüfus azalması gözlemlenmektedir. Ancak il merkezindeki nüfus azalmasının Artvin Çoruh Üniversitesinin ve baraj çalışmalarının etkisiyle durduğunu söyleyebiliriz.
"Artvin'de Ulaşım"
Artvin'deki bir diğer problem ise ulaşımdır. Cumhuriyetin ilk yıllarında ulaşım koşullarının ne durumda olduğunu bilirsek 89 yıllık süreçte hangi noktaya gelindiğini daha iyi anlayabiliriz.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Artvin'de Batum-Ardahan Şosesi olarak isimlendirilen bir tane devlet yolu bulunmak-taydı. 190 km uzunluğundaki yol, Acara sınırında bulunan Maradit Muratlı merkezinden başlayıp, Borçka, Artvin ve Ardanuç'tan geçerek Ardahan'a kadar uzanmaktaydı. Sultan Abdülaziz döneminde yaptırılan bu yolun, 1.Dünya Savaşından sonra bakımı yaptırılmamış ve yol ilkel durumda kalmıştır. Borçka-Hopa arasında bugün kullandığımız yolun temellerinin atılması 1925 yılına isabet etmektedir. Artvin'in ihtiyacını karşılayacak yoların bulunmaması, mevcut yolların da bakımsızlığı nedeniyle Artvin nakil hatları da ilkel durumdan kurtulamamıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında Oruçlu ile Batum arasında Çoruh nehri üzerinden kayıklarla nakliyat yapıl-makta olduğunu da belirtmekte fayda var."
"Cumhuriyetin İlk 20 Yılında Artvin"
Karadeniz Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Rahmi Çiçek ise Cumhuriyetin ilk yıllarında Artvin'in demografik ve idari yapılanması ile ekonomik yaşantısı hakkındaki bilgileri özetledi. 93 Harbi ve 1. Dünya Savaşı gibi savaşların Artvin'de sosyal ve ekonomik yaşantıyı doğrudan etkilediğini belirten Doç. Dr. Rahmi Çiçek, Cumhuriyet dönemindeki Artvin tablosunu şu şekilde çizdi:
Artvin Milli Mücadele ve ardından Cumhuriyet dönemi ile birlikte il haline gelmiş bir kentimizdir. 40 yıla aşkın bir süre Rus esaretinde kalmış bölgede yer alan Artvin, stratejik açıdan önemli görülerek vilayete dönüştürülmüştür. O bölgede Cumhuriyet döneminde idari açıdan baktığımızda bir takım değişiklikler yaşandı. 1921 yılında Artvin sancağı oluşturuldu. Bu sancak 1924 yılında vilayete dönüştürüldü. Artvin 1924'te il idaresine dönüştürül-düğünde iki ilçeden oluşuyordu. 1926 yılında Yusufeli Artvin'e dahil edildi. 1933 yılında farklı bir bakış açısıyla Rize Vilayeti ile birleştirilerek Çoruh Vilayeti oluşturuldu. Çoruh vilayetinin oluşturulması ile birlikte tepkiler gelme-ye başladı. Halk bundan memnun olmadı. Merkez Rize yapılmıştı. Alanı kontrol etmek zor oluyordu. Bu nedenle Rize, Çoruh vilayetin¬den ayrıldı. Çoruh vilayeti varlığını 1956 yılına kadar devam ettirdi. Dönemin siyasi iktidarı seçimler öncesinde Artvin'i eski konumuna ve ismine geri döndürdü.
1924 yılında Artvin il merkezi 6 mahalleden ve 479 haneden oluşuyordu. Bunlar; Çarşı Mahallesi (212 Hane), Dere Mahallesi (81 Hane), Orta Mahalle (83 Hane), Karasu Mahallesi (36 Hane), Çayağzı Mahallesi (33 Hane), Şehitlik Mahallesi (34 Hane). Toplam nüfusa baktığımızda da Artvin Merkezin 2 bin 139 nüfusu vardı. Artvin, Cumhuriyet kurulduğunda çok küçük bir merkez durumunda iken bugün 2 bin nüfuslu köylere sahip bir il haline gelmiştir.
"Cumhuriyetin İlk Yıllarında Artvin'de Eğitim"
Artvin Çoruh Üniversitesinde Okutman olarak görev yapan Hüseyin Kurt "Cumhuriyetin İlk Yıllarında Artvin'de Eğitimi hakkında şu bilgileri veriyor.
"Artvin ve çevresinde, eğitimle ilgili Osmanlı döneminden kalma birçok yapının olduğu bilinmektedir. O dönemde hemen hemen her köyde bir cami ve buna bağlı olarak da medreseler yapıldı. Ardanuç İskender Paşa Medresesi, Şavşat Tepeköy ve
Söğütlü Medreseleri Arhavi'deki medreseler o devrin imkânlarına göre büyük medreselerdir. 1869 Trabzon Salnamesine göre Artvin ve çevresinde 124 Müslüman Okulu ve bu okullara dahil olan 2 bin 359 öğrenci bulunmaktaydı. Bölgede 7 İlmiye Medresesi de görülmektedir. Ayrıca 80 öğrencili bir Ermeni Okulu, 300 öğrencili 4 Katolik Okulu etkindi. 1873 Erzurum Salnamesi'nde Ardanuç'ta 33 Müslüman okulu 4 Hıristiyan okulunun olduğu bilgileri yer al¬maktadır.
93 Harbi sonrası Türk ahalisine toprak mülkiyeti tanınmamıştır. Sadece birkaç cami ve yanında küçük medreselere müsaade edilmiştir. Tüm rüştiye ve diğer mektepler kapatılmıştır. Ruslar Türk halkını kendine bağlama ve asimile etme gayesi doğrultusunda Şavşat Balıklı Köyünde ve Ardanuç Adakale Mahallesinde birer Rus okulu açmışlardır. Söğütlü'deki okul 1918'e kadar faaliyetini sürdürmüştür. Ancak bölge halkı bu okullara fazla rağbet etmemiştir. Rus saldırılarının şiddetlenmesi ve buna bağlı olarak göçlerin artması nedeniyle bölge halkının eğitime öncelik tanıdığından söz etmek yanlış olacaktır.
Cumhuriyet Dönemine Artvin'de o dönem açılan ilkokulları incelediğimizde İsmet Paşa İlkokulu dikkat çekmektedir. 1918'de açılan ilk Türk okulu Sarıkamış hareketinin başarısızlığı sonu¬cunda Rus okuluna dönüşmüştür. Bu okul 1921'de tekrar Türk okuluna çevrilmiştir. Ardanuç'ta 5 sınıflı ilkokul 1925'te Adakale'de açılmıştır. 1928'de Latin harfleriyle okuma yazmaya geçildikten sonra ülke çapında okuma yazma seferberliği ilan edilmiş ve 3 sınıflı okullar beş sınıflı hale dönüştürülmüştür. 1940Tı yıllarda 49 köyde okullaşma tam olarak gerçekleştirilmiştir.
Artvin ve çevresinde ilkokul mezunlarının artması sonucu halkın orta öğretime son derece ilgi göstermesiyle beraber masrafları il özel idaresince karşılanmak üzere Artvin Merkezde 1929-1930 eğitim yılı başında bir ikmal okulu açılmıştır. Bu okul 1931-1932 yıllarında orta mektep adıyla yeniden düzenlenmiştir.
Bugün Artvin'de 2284 öğretmen ve 3255 öğrenci bulunmaktadır. İlköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 17, ortaöğretimde 21, meslek ve teknik eğitimde ise 22'dir. Bugün itibariyle Artvin'de okuma yazma oranı yüzde 99'dur.
Artvin Çoruh Üniversitesi'ni de eğitim açısından bir yere koymamız gerekir. 5 bin 400'ün üze¬rinde öğrencisi bulunan Artvin Çoruh Üniversitesi, bölge eğitiminde yeni bir dönemin başlangıcı olarak kabul edilebilir."